634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu‘nun uygulanabilmesi için ana binada kat mülkiyetine geçilmiş olması veya yasanın 12. maddesinde de açıklandığı üzere kat irtifakı kurulmuş olup da yapının fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerinin 2/3’ünün fiilen kullanılmaya başlanılmış olması gereklidir. Ayrıca yukarıda açıklanan her iki durumda da binanın veya binaların tek bir parsel üzerinde bulunması zorunludur. Bu genel hükümler çerçevesinde hadisenin çözümü ve görevli mahkemenin tayini gerekir. (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu madde 1, 33)
Dava dilekçesinde itirazın kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, tek bir parsel üzerinde birden çok bağımsız bölümü kapsayan binalardaki mülkiyet, kullanım ve yönetim esas ve usullerini hükme bağlayan bir kanun olup, bu kanun hükümlerinin uygulanabilmesi için ana binada kat mülkiyetine geçilmiş olması yada yasanın 12. Maddesinde de açıklandığı üzere her iki halde de binanın veya binaların tek bir parsel üzerinde bulunması zorunludur.
Davayı yönetici sıfatı ile açan adam 117 parselde bağımsız bölüm maliki olup, davalı 115 parselde bağımsız bölüm malikidir. Buna göre, kat mülkiyetine ait hükümlerin yukarıda da açıklandığı üzere ancak aynı parsel üzerinde bulunan binalarda uygulanması mümkün olduğundan genel hükümler uygulanmak suretiyle sonuca varılmalıdır.
A ve B bloklarındaki (115 ve 117 parselle) bağımsız bölüm maliklerinin kabul ettikleri ve yönetim planı olarak adlandırılan bir sözleşme mevcut ise de bu sözleşme, belirtilen bloklardaki malikler arasında bağlayıcı nitelikte olup, kamu düzeni ile ilgili olan bir yasa ile belirlenen mahkemenin görevine etki etmez.
O nedenle, dava konusu edilen miktar itibariyle görevsizlik kararı verilerek sözü edilen sözleşme hükümleri uygulanmak üzere dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekirken görev yönü dikkate alınmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.18.HD. 27.04.1993 T. 3598 E. 5642 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.