Bazı durumlarda tapu siciline işlenmiş olan şerhlerde, tapu kütüğü ile gerçek hak durumu arasında çelişki olabilir veya şerh, yolsuz olarak iptal edilmiş olabilir. Şerhin yolsuz olarak iptali durumunda şerh yetkilisi dava açamaz çünkü şerhin ayni hükümleri tapu dışında olmaz, dolayısıyla da iptal işlemi ile bu ayni hükümler de ortadan kalkmış olur. Şerh hakkı olup da iptali söz konusu değilse, fakat sonradan taşınmazda yapılmış olan ve mevcut şerhe muhalif bir takım şerhler veya tasarruflar meydana geldiyse, Medeni Kanun madde 1009’a göre şerh sahibinin tashih davası (düzeltme davası) açmasına gerek yoktur. Çünkü mevcut olan şerh hakkı, sonradan bu şerhe muhalif olarak hak edinen kimselere karşı da ileri sürülebilir.
Medeni Kanun madde 1010’a göre yapılan tasarruf kısıtlamalarının şerhinde, tapu kütüğünde bir yolsuz işlem meydana gelmiş olmaz. Dolayısıyla da şerh hakkı sahibinin tashih davası (düzeltme davası) açması için bir sebebi olmaz. Medeni Kanun madde 1011’e göre geçici şerhlerin tescili durumunda ayni hakkın kime ait olduğu ihtilaflıdır. Dolayısıyla üçüncü şahısların haksızlığının tespiti için öncelikle mahkeme hükmü gerekir. Böyle bir durumda da şerhten dolayı değil de, ayni haktan dolayı tashih davası (düzeltme davası) açılır. Ayrıca tapu memuru da kütük dışında ayni hakkın düşmesinden bir şekilde haberdar olursa, kendiliğinden mahkemeye müracaat ederek yolsuz şerhin iptaline yönelik karar alarak, iptal işlemini bizzat yapabilir.
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.