Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 99 ada 1 parsel sayılı 1852 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı nedeniyle Vakıflar İdaresi adına tespit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Müdahil, miras payına ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulüne, müdahil davasının reddine ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın vakıf arazisi olduğu ve taşınmaz üzerindeki davacının zilyetliğinin 1995 yılında başladığı mahkemece toplanan delillerle saptanmıştır. 13.7. 1967 tarih ve 903 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile Medeni Kanun‘a eklenen 81/B maddesi ile vakıf mallarının zilyetlik yolu ile iktisap olunamayacağı hükme bağlanmıştır. Böyle olunca, davanın reddine ve taşınmazın Vakıflar İdaresi adına tesciline, taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacıya ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmün kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.16.HD. 27.01.1995 T. 181 E. 904 K.)
ÖZET: Vakıf malları zilyetlik yolu ile iktisap olunamaz. (Medeni Kanun 117)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.