Zilyetliğin araştırılmasında, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimler tarafından, ne zamandan beri, ne sebep ve şekilde tasarruf edilegeldiği tespit edilmelidir.
Davacı F.K. ve arkadaşları ile davalı O.O. ve arkadaşları arasındaki tapu iptali, tescil, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kahramanmaraş Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.2.1987 gün ve 1986/514 E. 1987/66 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.5.1987 gün ve 1987/6134-6520 sayılı ilamı ile;
…Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında, özetle; “Yukarıda açıklandığı gibi davacılar özellikle davalılar üzerinde bulunan kendilerine ait 1/2 paya ait kaydın iptalini ve buna tekabül eden kısma vaki el atmanın önlenmesini istemişlerdir. Mahkemece iptal ve tescil hakkında bir karar verilmeden el atmanın önlenmesine ve ecrimisilin tahsiline karar verilmiştir. İptal istemine konu olan pay davalılar uhdesinde bulunduğu sürece el atmanın önlenmesine ve bu paylara tekabül eden kısmın kullanılmasından doğan ecrimisile hükmedilemez. Aşamalı bir biçimde önce iptal ve tescil hakkında bir hüküm oluşturulması, bundan sonra el atmanın önlenmesi ve ecrimisil hakkında karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönün düşünülmemiş olmasının usulsüzlüğüne” değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında da işaret olunduğu veçhile davacılar 729 sayılı parselin yarı hissesinin kendilerine aidiyetini, bu nedenle kaydın iptal ve adlarına tescilini istemektedirler. İptali talep olunan tapu kaydının dayanağı olan tapulama tutanağının edinme sütununun incelenmesinde herhangi bir belgeye dayanmaksızın zilyetliğe istinaden ilgilileri adına tespit ve tescil olunduğu belirlenmiştir. Davacılar tapu kaydına esas olan tespit tutanağının aksini iddia eylediklerine göre taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimler tarafından ne zamandan beri, ne sebep ve şekilde tasarruf edilegeldiği hususunun duraksamaya meydan vermeyecek surette yerinde dinlenen taraf tanıklarından sorulup tespit olunması icap eder. Oysa bilgilerine müracaat olunan tanıkların beyanlarından değinilen yönlerin yeterince açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla iddia ve savunma ile ilgili taraf tanıkları çağrılıp yeniden taşınmaz başında bilgilerine başvurulmak, değinilen yönler sorulup temin olunmak, tapu kaydının iptali gerekip gerekmeyeceği belirlenmek, bu bakımdan olumlu veya olumsuz bir sonuca varacak biçimde delil toplandıktan sonra diğer dava konusu olan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil bakımından karar verilmek gerekirken eksik inceleme ve aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre de, O.O. mirasçılarından Döndü davada yer almadığı halde kararda veraset ilamı uyarınca ona da kendiliğinden hisse verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 09.11.1988 T. 8-531 E. 892 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.