N.K. ile K.K. ve arkadaşları aralarındaki dava hakkında İpsala Kadastro Mahkemesinin verilen 18.7.1995 gün ve 1992/42 – 1995/97 sayılı hüküm dairemizin 12.2.1996 gün ve 1996/861 sayılı kararı ile bozulmuştur. Süresi içinde davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 1 parsel sayılı 1.512 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ve davalılar adına paylı olarak tespit edilmiştir. 121 ada 1 parsel ile çekişmesiz 122 ada 11 parsel arasındaki yolun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak geçirildiği nedeniyle K.K.’nin itirazı komisyonda reddedilmiş, askı ilan içinde davacı N.K. taksim sözleşmesine ve zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacı ve Y. mirasçıları adına tapuya paylı olarak tesciline dair verilen karar dairece bozulmuştur. Bu kez karar düzeltme isteği üzerine yapılan incelemede:
Dairece, Belediye encümen kararı ve İmar Yasasına göre taksimin mümkün olmadığının bildirildiği, davalı K.’ye dava dışı 122 ada 11 parselin tapu kaydındaki payına karşılık olarak verildiği, 121 ada 1 sayılı çekişmeli parselinde tespitinde tapu kaydındaki paylara göre tarafla adına tespit edildiği, davacının duruşmadaki imzalı beyanıyla taksimden vazgeçtiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Tarafların bir araya gelecek birbirinden yol ile ayrılan taşınmazlarını 18.3.1977 tarihinde taksim ve takas ettikleri, 121 ada 1 parsel yerinin davacı ile davalı Y.’ye çekişme konusu edilmeyen 122 ada 1 parsel yerinin davacı ile davalı Y.’ye çekişme konusu edilmeyen 122 ada 11 parselin esasen tapuda paydaş gözüken davalı K.’ye verildiği, bu arada değerler arasındaki farkı gidermek için ivaz ilavesi yapıldığı anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesine göre tapuda kayıtlı taşınmazlar malikler arasında taksimleri şekle bağlı olmadığı, kaldı ki somut olayda taksim sözleşmesi ve tanık sözleriyle kanıtlanmıştır. Öte yandan iki tarafa borç yükleyen akitlerden olan taksimin tek taraflı bir irade ile ortadan kaldırılması da düşünülemez. Bu nedenle taksim sözleşmesinin geçerliliğini koruduğu belediye encümen kararının içeriği itibariyle taksimi bozucu bir nitelik taşımadığından yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulması doğru değildir. Karar düzeltme isteği yerindedir. Kabulü ile dairenin bozmaya ilişkin 12.2.1996 gün 833/861 sayılı ilamın ortadan kaldırılmasına 18.7.1995 gün ve 42/97 sayılı yerel mahkeme kararının ONANMASINA, (Y.17.HD. 14.10.1996 T. 3897 E. 4990 K.)
ÖZET: İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olan taksim, tek taraflı bir irade beyanıyla ortadan kaldırılmaz. Taksim mümkün ise sözleşmeye uyulmak gerekir. (3402 s. KK. m. 15)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.