ÖZET: Dava, muvazaaya (danışıklı dövüş) dayandırılmıştır. Muvazaanın varlığının ispatı halinde, davacı, satış vaadi sözleşmesinden doğan kişisel hakkını yeni malike karşı ileri sürebilir. Kuvvetlendirilmiş şahsi hakka rağmen, adı geçen davalının, Medeni Kanunun 1023. maddesinde öngörüle iyi niyet koşulundan yararlanması ve yasaca korunması mümkün değildir.
DAVA: Taraflar arasındaki, “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı, yapılan yargılama sonunda; Altındağ Asliye 1. Hukuk Mahkemesince, davanın reddine daire verilen, 21.11.1988 gün ve 507-828 sayılı kararın incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin, 4.4.1989 gün ve 2164-3436 sayılı ilamı: (… Davacı vekili, Ankara 5. Noterliğince re’sen düzenlenen, 13.3.1979 gün ve 7905 yevmiye numaralı sözleşme ile, A.Ö. vekilinin, 9352 ada, 9 parsel sayılı taşınmazda mevcut apartmanın 4/16 arsa paylı, 3 nolu dairesini, 150.000 lira karşılığında mevcut müvekkiline satış vaadinde bulunduğunu, satış bedelinin peşin ödendiğini, zilyetliğin davacıya devredilip, onun senelerden beri bu dairede oturduğunu, buna rağmen süresi dolduğundan bahisle, tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi ile ilgili şerhi sildirerek; A.Ö.’nün vekilinin, çekişmeli daireyi diğer davalı Ö.Ö.’ye temlik ettiğini, davalı A.Ö.’nün, oğlu davası Y.Ö. ile arası açıldığından mezkur dairenin mülkiyetinin davacıya geçmesini önlemek için, dava konusu yerin mezkur dairenin mülkiyetini davacıya geçmesini önlemek için, dava konusu yerin mülkiyetini vekili aracılığıyla diğer oğlu Ö.Ö.’ye devrettiğini ve yapılan işlemin muvazaaya dayandığını bildirerek Ö.Ö’e ait tapu kaydının iptali ile sözü edilen meskenin ve buna tekabül eden arsa payının davacı adına tescilini istemiştir. Davada muvazaaya dayanılmıştır. Muvazaanın varlığını ispatı halinde davacı satış vaadi sözleşmesinden doğan kişisel hakkını yeni malik Ö.Ö.’e karşı ileri sürülebilir. Adı geçen davalının da Medeni Kanunun 1023. maddesinde öngörülen iyi niyet koşulundan yararlanması ve yasaca korunması mümkün değildir. Bu itibarla, tarafların ikame edecekleri delillerin toplanması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili.
HUKUK GENNEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek iddia ve savunmalara; dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan geciktirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki karara direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (TGHK, 07.03.1990 T. 45 E. 161 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.