ÖZET: Bir kimse, ticari emtiasını satışa arz edebilmek için reklam aracı olarak musikiden yararlanabilirse de, bu işi yaparken komşuyu rahatsız eden boyutlara varan ifrada (aşırıya kaçma) müsaade edilmemek gerekir. (Medeni Kanun madde 737)
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 23.8.1991 gününde verilen dilekçe ile bant sesinin men edilmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın reddine dair verilen, 15.10.1991 günlü hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı; esnaf olduğunu, komşusunun aynı zamanda kaset de sattığını, sabahtan akşama kadar kaset çaldığını, rahatsız olduğunu, belediyeye şikayeti üzerine; zabıta amirliğince cezalar kesildiğini, para cezalarının caydırıcı vasfı kalmadığı için rahatsız edici hareketlere devam ettiğini; rahatsız edici müzik yayınları yaptığından, sesin men edilmesini istemiş; keşif, tanık beyanları, belediyece tanzim edilen tutanaklara dayanmıştır.
Davalı; “İşim gereği bant ve kaset çalmaktayım, diğer esnaf rahatsız olmadığı halde, bu kişi dava açmıştır. Ben de kimseyi rahatsız etmek amacı ile hareket etmiyorum” diyerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, hiç delil toplamadan, hukuki esastan yoksun davanın reddine karar vermiştir.
Bu dava, Medeni Kanunun 737. maddesinde düzenlenen komşuluk hukukuna aykırı davranışın izalesi istemine dayanılarak açılmıştır.
Davacı; belediyenin düzenlediği tutanaklara, keşfe ve tanık beyanlarına dayanmaktadır. Gerçi, bir kimse ticari emtiasını satışa arz edebilmek için reklam aracı olarak musikiden yararlanabilse de, bu işi yaparken komşuyu rahatsız eden boyutlara varan ifrada müsaade edilmemek gerekir. Kendi dükkanı içindeki fon musiki ile bunun dışarıya çıkarılarak rahatsız edici boyutlara ulaşılmasını, birbirinden ayırt etmek lazımdır. Mülkiyet dışında, olayın mahiyeti ve mahalli örfe göre, hoş görülmeyecek dereceye varan sesler men edilmelidir.
İnsanda tahammül gücünü aşan ve sabır bırakmayan hareketlerin, keşfen tespiti pek ala mümkündür. Hoş görme hali sınırında ise objektif olunmalıdır. Bu nedenle, davanın dayanağı vardır. Davacının delilleri toplamak ve sonucuna göre bir karar vermek lazımdır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, (Y.14.HD. 02.10.1992 T. 1091 E. 8545 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.