Tüm mirasçıların katılımıyla miras paylaşılıp müşterek mülkiyet (paylı mülkiyet) esasına geçildiğine, müşterek maliklerden her biri kendi payı üzerinde tasarrufta bulunabilir. Bu satışa artık tüm mirasçıların katılımı gerekmez.
N.U. ile İ.B. aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair Kargı Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 22.11.1999 gün ve 145/238 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı, dava konusu taşınmaza davalının el atmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu taşınmazın tüm mirasçıların katılımıyla paylaşıldığını, herkesin payının belirlendiğini, davalının bir kısım mirasçılardan taşınmazı satın aldığını ileri sürerek yararlandığını, el atmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki bu açıklamalara göre dava konusu taşınmaz davacı ile diğer müşterekler arasında müşterek mülkiyet esasına tabi bulunmaktadır. Müşterek mülkiyette paydaşlardan her biri kendi payı üzerinde tasarrufta bulunabilir. Taşınmaz paylaşımla müşterek mülkiyete dönüştürüldüğüne göre böyle bir satışa tüm mirasçıların katılması gerekmez. Her paydaş kendi payı içinde dilediği gibi tasarrufta bulunur. Mahkemece bu yönler göz önünden kaçırılarak bir kısım mirasçıların tek başına yapmış olduğu satış ve devrin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir, Taşınmazın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu göz önünde tutularak davacının payı oranında el atmanın önlenilmesine karar verilmesi gerekirken taşınmazın tümü bakımından hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları bu bakımdım yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y Kİ II). 12.10.2000 T. 5862 E. 7371 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.