1- Tapuda müşterek mülkiyet şeklinde zilyet olan kimse, diğer pay sahipleriyle aralarında irs ilişkisi olmamak kaydıyla, Kadastro Kanunu’nun 13/B-c maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde, diğer payları kazanabilir.
2- Tapuda hisseli olarak kayıtlı taşınmazdan, tapu ile pay satın alanlar için Medeni Kanun’un 713/2 [639/2] ile iktisabı sağlayacak zilyetliğin tapuda pay satın alma tarihinden itibaren başlaması gerekir.
Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı Necati K. tarafından süresi içinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 19 ada 8 parsel sayılı 5558 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 2613 sayılı yasanın 22/H maddesi uyarınca Hazine adına tespit edilmiştir. Davacının itirazı üzerine komisyonca tapu kaydından istinaden N. ve A. adlarına 1/2 paylı olarak tesciline karar verilmiş, davacı Necati harici satın alma ve zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme koşullarının sadece N. payı yönünden gerçekleştiğinden söz edilerek davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile 1/2 payın davacı Necati K. 1/2 payında tapu kayıt maliki A. mirasçıları adına tesciline karar verilmiş hüküm davacı Necati K. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalılardan A. mirasçılarının payları bakımından davacı yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği ile taşınmaz kazanma koşulları oluşmadığından dava red edilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Haziran 1926 tarih 19 sayılı tapu kaydında 1/2 pay sahibi olan A.’nın 1929 yılında öldüğü dosya arasındaki veraset ilamıyla sabittir ve tapu kaydı tedavül görmemiştir. Davacı, taşınmazın tamamını 1/2 N. payını haricen satın aldığı 1947 tarihinden tespit günü olan 1979 yılına kadar çekişmesiz, aralıksız malik gibi zilyettir. Tapu kayıt malikinin ölüm tarihi ile tespit tarihi arasında 20 yılı aşkın süre geçtiği, taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığı, tapu kaydının malikinin ölümünden sonra tedavül görmediği anlaşıldığına göre, kayıt hukuki geçerliliğini yitirmiştir ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-c maddesinde öngörülen iktisap koşulları da oluşmuştur. Davacının zilyetliğine değer verilerek A. payının da davacı adına tescili gerekir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, (Y.17.HD., 24.10.1996 T. 5459 E. 5394 K.)
Kadastro Kanunu Madde 13
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.