Davanın konusu el atmanın önlenmesi isteminden ibarettir. Davacı ile davalının taşınmaz malları birbirine bitişik olup, uyuşmazlığın çözümü iki taşınmaz mal arasındaki ortak sınırın tespitine bağlı bulunmaktadır. O halde yerinde keşif yapılarak bilirkişi marifetiyle, bilirkişi ile mümkün olmadığı taktirde taraflarca gösterilecek tanıklar dinlenilerek ortak sınırın tespiti gerekir. Bilirkişi ve tanıkla söz konusu sınırın tespit edilmesi olanağı bulunmaza, tarafların tapularında yazılı miktarlara itibar edilmeli, yapılacak incelemede tarafların tapularına göre daha fazla miktarın olduğu anlaşılırsa bu fazlalığın, tarafların tapularında yazılı miktarlarla orantılı olarak kendilerin bölüştürülmesi suretiyle ortak sınır tespit olunmalıdır. Burada şu husus ayrıca belirtilmelidir ki, bilirkişi ve tanıklarla ortak sınır bulunamayıp da tapulardaki miktara itibar olunarak bu sınırın tespiti yoluna gidildiğinde davalının elinde kendi tapusunda yazılı olandan daha az miktarda bir yer kaldığı anlaşılırsa davalının taşınmaz malına el attığı iddiası kabul olunamaz. Mahkeme bozma kararına uyulup, az önce açıklanan biçimde ortak sınır tespit olunup buna göre el atma iddiası incelenerek, varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. BOZULMASINA, (YHGK. 21.06.1974 T. 1068 E. 757 K.)
ÖZET: Keşifte tapuların uygulaması sonucunda ortak sınır saptanmazsa, tanık sözlerine başvurulmalıdır. Eğer bu sınır, bilirkişi ve tanık sözleri ile belirlenemezse, tapudaki miktarlara bakılmalı ve çekişmeli yer tapulardaki miktarlar oranında bölüştürülmelidir.
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.