1- Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım alacaklısının bakım anında özel bakıma muhtaç olma şartı aranmaz. Mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi kurulması sırasında özel bakıma muhtaç olmamak, bu sözleşmenin mahfuz hisse kurallarının bertaraf maksadına matuf olduğunu kabule yeterli değildir.
2- Aksi ispatlanmadıkça ölünceye kadar bakma sözleşmesi ivazlı tasarruflardan olup tenkisi istenemez. (Medeni Kanun madde 565) (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 511). (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 611)
A.G. ile B.İ. arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Medeni Kanun’un 507. maddesinde murisin hangi tasarrufları hakkında tenkis istenebileceği açıklanmıştır. Bu maddenin 4. fıkrasındaki şartlar kesin bir biçimde ispatlanmadıkça murisin yaptığı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ivazlı tasarruflardan olup tenkisi istenemez. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi niteliği itibariyle güvence sağlayan bir sözleşmedir. Bakım gözetme borcunun vüsati ne sözleşmenin başında ne de devamı sırasında belli olmayıp, bakım alacaklısının hayatı boyunca oluşacak şartlar tayin eder. Esasen ölünceye kadar bakma sözleşmesini hizmet sözleşmesinden ayıran unsur da bu yöndür.
Borçlar Kanunu’nun 511. maddesi, bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bakım alacaklısının sözleşme anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsuru ilave etmek olur. Aksi kararlaştırılmadıkça sözleşmenin, bakım alacaklısına sağladığı menfaatler sosyal duruma uygun ikamet, beslenme ve giydirme, görüp gözetme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır (Borçlar Kanunu 514) (Türk Borçlar Kanunu 614). Bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak maddi desteğin ne olacağını önceden kestirmek mümkün olamaz. Hayatın idamesi için gerekli asgari şartları sağlayacak nafakaya borçlu olabilecek kimse ile ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmayı engelleyen kanunda bir hüküm yoktur.
Kaldı ki bu sözleşmenin hedefi nafaka veya ahlaki görevler kadar bir maddi destek elde etmek değil tarafların bilhassa bakım alacaklısının sosyal durumuna uygun bir bakım elde etmektir. Bu sebeplerle mirasçı olabilecek kimselerle yapılmış olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin in’ikadı sırasında özel bakıma muhtaç bulunmamak, bu akdin mahfuz hisse kurallarının bertaraf maksadına matuf olduğunu kabule yeterli değildir. Sözleşmenin mahfuz hisse kurallarını bertarafa yönelik olduğu hakkında başkaca bir delil yokken tenkise karar verilmesi, doğru bulunmamıştır.
Davalı B.İ.’nin itirazının bu sebeple kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.2.HD. 08.02.1990 T. 46 E. 1689 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.