Mera sınırlı iskan kaydının kapsamını tayin ederken, daha sonra 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na göre mera yönünün dağıtılmış olması ve dağıtılan şahıs kayıtlarının kayıt sahibini okuması halinde mera sınırı kesinleşmiş sayılır.
Davacı Maliye Hazinesi ile davalılar A., H.ve İ.K.ve R.S.arasındaki tespite itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çatalca 2. Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.11.1991 gün ve 1986/20- 1991/288 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 21.2.1994 gün ve 856-1363 sayılı ilamıyla;
… Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespite dayanak yapılan 1939 yazımı ve 30 sayılı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, delillerin tapu kaydının batı sınırı mera olup, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte bulunmaktadır. Başka deyişle, kayıt yüzölçümü ile geçerlidir. Yüzölçümü fazlasının meradan kazanıldığının kabulü gerekir. Nitekim dava dışı komşu 240 parsele revizyon gören tapu kaydı da, dava konusu taşınmaz yönünü S.Ç. ve S.K. olarak gösterdiği, 10.6.1991 günlü fenni bilirkişi İ.F.’nin raporunda da açıklanmıştır. Meralar üzerindeki zilyetlik hukukça değer taşımaz. Bu durumda yüzölçümü fazlası mera olarak sınırlandırılmaktadır. Mahkemece bu yönlerden yanılgıya düşülmesi isabetsizdir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapulama tespitine itirazdır. Davacı Hazine, tapulamaca davalı adına tespit edilen dava konusu 1220 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören iskan tapusunun batı yönde mera okuduğunu, kaydın 35 dekar miktarında olmasına karşın, çekişmeli 1220 parselin 66.100 m2 yüzölçümünde bulunduğunu ileri sürerek, tapu miktar fazlası kesime ilişkin tespitinin iptali ile bu yerin kendi adına tespit ve tescilini istemiştir.
Gerçekten dava konusu parsele revizyon gören davalıya ait 4.7.1939 tarih ve 30 numaralı iskanen oluşan tapu kaydı, batı sınırında mera okumaktadır. Mera sınırı, toprak karakteri itibari ile belirlenebilir olmayıp genişletilmeye ve değişmeye elverişlidir. Bu nedenledir ki, kural olarak kayıt kapsamı miktarı ile geçerlidir. Ancak somut olayda, davalı taşınmazın iskanen verilmesinden sonra, 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu çerçevesinde bölgeye tevzi komisyonu girmiş, mera tahsisi ve nitelik değiştirme ile ilgili yasal yetkisi içerisinde ve mera yönünde yasanın amacına uygun dağıtımında bulunmuştur. Dağıtılanlar adına sicil oluşturulmuş ve mera sınırında dağıtım sonucu, gerçek şahıs adına olan tapu kaydı da, çekişmeli taşınmaz yönünde, davalıyı sınır göstermiştir. Tevzi tapusu doğu yönden, dava konusu taşınmazın batı sınırını tamamen kaplamaktadır. Bu durumda, artık davacı tapusunun batı yönde okuduğu mera sınırının Hazinenin yasa gereği yaptığı kendi uygulaması neticesi belirlenmiş olup sabit hale geldiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece mevcut delillerin değerlendirilmesi suretiyle, Hazinenin miktar fazlası bulunduğu iddiası ile açtığı davanın reddedilmesi doğrudur. O halde, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, (YHGK. 02.11.1994 T. 7-521 E. 670 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.