Meralar özel mülkiyete konu oluşturamayacağından, iyi niyetle tapu maliki kişiden satın alma iddiası dinlenmez. Tapulama mahkemesi tarafından verilen kararda taraf olmayan Hazine için söz konusu karar kesin hüküm oluşturmaz. Ancak bu mahkeme kararı güçlü bir kanıt olarak kabul edilmelidir. (Medeni Kanun Madde 1023)
Taraflar arasındaki, tapu kaydının iptali ile mera sınırlandırılması davasından dolayı, mahal mahkemesinden verilen hükmün, Dairemizin 12.9.1989 gün ve 1989/3448-7314 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek; gereği düşünüldü:
Davacı Hazine vekili, pafta 1 ve 224 parselde kayıtlı, 119 dönüm miktarındaki taşınmazın halen davalılar adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın Sultan Beyazıt Han Vakfı’ndan mera olarak tahsis edilmiş bulunduğunu, meraların kamu malı niteliği olup, tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Davalılar vekili ise, davalıların eski malik Ayşe’den iyi niyetle satın aldıklarını, 1274 sayılı Arazi Kanununun 99. maddesine göre, eski hukukumuzda özel meraların mevcut olduğunu, buranın miri veya temruk arazi olmadığını, eskiden beri özel mülkiyete konu olduğunu, Edirne Tapulama Mahkemesi’nce verilmiş ve kesinleşmiş ilama göre, buranın davalılara satan Ayşe’ye bırakıldığını, kamulaştırılan kısmın bunun dışında bulunduğunu beyanla red istemiştir. Musabeyli Köyü, davacının yanında davaya katılmıştır.
Mahkeme davayı reddetmiş, dairemizce karar bozulmuştur. Bozma kararında; kök tapunun revizyon görüp görmediği, görmüş ise bunların getirilmesi, kamulaştırma evrakının celbi ile tarafsız bilirkişiler aracılığı ile yerine uygulanması ve ayrıca buranın kamu veya özel mera olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir.
Dosya arasında bulunan Edime Tapulama Mahkemesi’ne ait dosya ve ekleri incelenmiş, burada ilk malik Ayşe’nin tapulama tespitine itiraz ettiği, davalının müdahil davacı Musabeyli Köyü tüzelkişi olduğu, dava konusu 224 parsel dahil tüm tapu kapsamının dava konusu olduğu, müteaddit kereler Yargıtay incelenmesinden geçerek bozulup, sonunda dava konusu 224 parseli de içine alan 5 parsel ve dava dışı 10 parselin tespit gibi, davacı Ayşe adına tesciline karar verildiği, bu kararın onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Derdest dosyamızda tüm tapu tedavülleri ve revizyon gördüğü kayıtlarla kamulaştırma evrakı getirilmiş, yerinde uygulanmış; tapu miktarı 5.514.000 m2 olduğu halde, 1.000.800 m2 noksanı ile, tespit gibi Ayşe adına tapuya tescile karar verilmiş ve bu karar onanarak kesinleşmiştir.
Görülüyor ki, Dairemizin bozma kararında belirtilen hususlar yerine getirilmiş, kesinleşmiştir. Ancak, dava konusu yerin Sultan Beyazıt Han Vakfı’ndan mera olduğu hususu açıklığa kavuşmamıştır. Tapulama Mahkemesi kararında, davacı Hazine taraf olmadığı için bu karar onun hakkında kesin hüküm teşkil etmez: Ancak, güçlü bir delildir. Eldeki dava nedeniyle yapılan inceleme ve soruşturma da aynı sonucu vermiştir.
Bu nedenle, Dairemiz bozmasında tehlike sevkedilen bozmaya karşı ileri sürülen karar düzeltme istekleri yerinde olmakla beraber, tapuda Sultan Beyazıt Han Vakfı’ndan mera olduğu yazılı bulunması ve bu konunun açıklığa kavuşturulmamış olması nedeniyle, bu yönden ileri sürülen karar düzeltme istemi yerinde bulunmadığından reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu yerin kamu malı veya özel mera olup olmadığı hakkındaki araştırmaya ilişkin bozma kararına karşı olan düzeltme isteği yerinde görülmediğinden, REDDİNE, uygulama ile ilgili sair bozma nedenlerine karşı olan düzeltme isteğinin kabulü ile bunlara ait sözlerin Dairemizin, 12.9.1989 gün ve 3448/7314 sayılı kararından çıkarılmasına; varılan sonuca göre harca yer olmadığına, (Y.14.HD. 28.12.1989 T. 7440 E. 11004 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.