Davalının davalı taşınmazındaki ağaç dallarının gölge yapmak suretiyle, davacının amacına uygun alarak kullandığı kendi taşınmazına diktiği ağaçların gelişimini engellediği saptandığı takdirde; davalı, davacının bu nedenle uğradığı zararı tazmin etmekle mükelleftir.
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.2,1997 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; el atmanın önlenmesi isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 7.9.1998 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerişindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, davalıya ait taşınmazdaki ağaç dallarının gölge yaparak, kendi taşınmazındaki ağaçlara zarar verdiğini ileri sürerek, bunun önlenmesini ve zararın tazminini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı taşınmazındaki ağaç dallarının gölgesinin davacı taşınmazına zarar verdiği gerekçesiyle gölge yapan dalların kesilmesine karar verilmiş, tazminat istemi ise reddedilmiştir. Hükmü taraf vekilleri temyize getirmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince:
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istemine ilişkindir. Medeni Kanun’un 683. maddesine göre “Bir şeye malik olan kimse, o şeyde kanun dairesinde dilediği gibi tasarruf etmek hakkına haizdir…” Ancak, bir kimsenin mülkünü kullanırken komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıktan çekinmesi Medeni Kanun’un 737. maddesi hükmü gereğidir; aykırı davranışın yaptırımı da 730. maddede düzenlenmiştir. Bunun yanısıra aynı Yasanın 740. maddesinde komşuya zarar veren dal ve köklere ilişkin düzenleme yapılmış bu dal ve köklerin, komşu tarafından kaldırılmaması halinde zarar görenin bunları kesip zapt edebileceği öngörülmüştür. Davacı da dalların gölgesinden zarar gördüğünü belirterek bunun giderilmesini istemiştir. Mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılan keşifte davalının taşınmazındaki ağaç dallarının gölgesinin davacının taşınmazındaki ağaçların gelişimini engellediği saptanmıştır. Bu saptama karşısında ağaç dallarının kesilmesine karar verilmesi doğrudur. Ancak, mülkiyet hakkını kullanan davacı taşınmazını amacına uygun olarak da kullanıp ağaç diktiği, bu ağaçların gelişiminin kesilmesine karar verilen dalların nedeniyle zarar gördüğü saptandığı halde, mahkemece; davacının taşkın dalları kesip zapt etme yetkisi olduğu halde bunu yapmayarak zarara göz yumduğu gerekçesiyle tazminat istemi reddedilmiştir. Gerek Medeni Kanun’un 683. maddesi, gerekse 737 ve 730. madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde mülkiyet hakkını, komşusuna zarar verecek derecede aşkın kullanan davalının aynı şekilde mülkiyet hakkını yasalar çerçevesinde kullanan davacının uğradığı zararı giderme yükümlülüğü vardır. Bu yönler gözetilmeden tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda yazılı nedenlerle;
- Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y. 14.HD. 12.10.1999 T. 5036 E. 6621 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.