Doğal sitin görsel açıdan ve biyolojik çeşitlilik yönünden özgün ve ilginç niteliklerini zaman içinde kısmen yitirmesi, geriye kalan kısmın korunması ve geliştirilmesini ortadan kaldırmaz.
Dava, Antalya Merkez, Güzeloba Mahallesindeki Yamansız Bataklığının bulunduğu alanın 1. derece Doğal Sit Alanı olarak tesciline, bu alanda 28.6.1989 günlü ve 24 sayılı yüksek kurul ilke kararı koşullarının geçerli olduğuna ilişkin 10.2.1994 günlü, 2120 sayılı Koruma Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, Yamansız Bataklığının bugünkü haliyle ender türde kuş ve hayvanların yaşadığı, yöreye özgü bitkilerin yetiştiği bir alan olmadığı, yöredeki yapılaşma ve tarımsal faaliyetler nedeniyle görsel ve estetik değerini yitirdiği, bu alanın sit alanı olma özelliklerini kaybettiği, bataklığın bakiye kısmı yararlı olmakla birlikte davalı kooperatife ait 928 sayılı parselin bataklığın karakteristik özelliklerini taşımadığı anlaşıldığından, dava konusu koruma kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin tesisinde idare, Yamansız Bataklığının çeşitli ender türde kuş ve hayvanların yaşadığı ve yöreye özgü bitkilerin yetiştiği bir alan olması nedeniyle ileriye dönük ekolojik ve biyolojik dengenin bozulmaması ve devamlılığını amaçlamıştır. Bataklığın bulunduğu alanla ilgili olarak hazırlanan raporda, bulanık kirli suların süzülüp arıtıldığı doğal arıtma tesisleri olan sulak alanların, su depolayarak selleri engelledikleri, çevresine hayat veren kaynaklarla yakınındaki akarsuları besleyerek su dengesini sağladıkları, oluşturdukları mikro klima ile çevre iklimini yumuşattıkları, Yamansız Bataklığının bulunduğu alanda hızlı bir yapılaşmanın sürdüğü bataklık alan içerisinde ve yakın çevresinde gevşek, yumuşak taban nedeniyle yan yatan inşaatların verdiği ikaz işaretlerini de dikkate alarak, 3000 da’lık bataklık alanının imar dışı tutulup doğal sit olarak korunmaya alınması gerektiği, gölün korunması, temiz kalması açısından imar planında yeşil alanlara geniş yer verilmesi, turizm ve yerleşim amaçlı yapılaşmaya izin verilmesinde büyük yarar olacağı belirtilmektedir.
Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da bataklığın vaktiyle çok daha geniş bir alanı kapsadığı, zamanla inşa edilen drenaj kanalları nedeniyle büyük oranda küçülerek imara açıldığı, bu şekilde ekolojik dengesinin bozulduğu, ilginç ve özgün yapısını kaybettiği, etrafında birçok bina inşa edildiği, bu yoğun yapılaşma nedeniyle estetik değerini yitirdiği belirtilmiş hemen bitişiğindeki botanik bahçesine entegre edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Uyuşmazlık konusu alanda daha önce yapılan imar uygulamalarının bataklığın görsel açıdan ve biyolojik çeşitlilik yönünden özgün ve ilginç niteliklerini zaman içinde kısmen yitirmesine neden olması bakiye kısmın korunması ve geliştirilmesi gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmadığından hukuka uygun olan dava konusu işlemin iptali yolundaki kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 8.5.1996 günlü, E. 1994/ 1410, K. 1996/492 sayılı kararının BOZULMASINA, (Danıştay 6. D. 23.10.1997 T. 1991/5014 E. 1997/4708 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.