Hazine Taşınmazında Zilyetliğinin Korunması – Tescil Davası
Tapu maliki Hazine davada taraf olmadığına göre, şahıslar arasındaki ihtilafın, Türk Medeni Kanunu 982 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması olarak görülmesi ve üstün hakkı olan lehine karar verilmesi gerekir. Z.Y. ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair Diyarbakır Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 27.12.2002 gün ve 387-1808 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili...
Çift Tapu Kaydından Hangisi Geçerli Olur? – Tescil Davası
Aynı yer hakkında, aynı kişi adına meydana getirilmiş olan iki ayrı tapu kaydından, mükerrer olan geçersizdir. Ancak, malik mükerrer kayıt üzerinden temlik tasarrufları yapmış ise, birinci kayıt geçersiz hale gelir ve bu durumda, ilk kayıt üzerinden, sonradan yapılan satış nedeniyle, alıcı Medeni Kanun’un 1023. maddesine dayanamaz. Taraflar arasında, tapulama tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca...
Tapuda Yüzölçümü Düzeltilmesi – Tashih Davası
2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 5520 sayılı Yasa ile değişik 31 .maddesine göre gayrimenkul mallarının yüzölçümünün tapu sicilinde yazılı miktarlardan fazla çıkıp da, bu fazlalığın bitişik taşınmaza el atmaktan ileri gelmediği ve sınırda da bir değişiklik olmadığında yüzölçümünün düzeltilmesine karar verilir. Bu tür davalar çekişmesiz kaza türündendir. Sınırlarda değişiklik istenmesi durumunda, bu istem hasımlı dava ile görülür....
Tapu Kaydında Oluşan Mükerrer Kayıtlar – Tescil Davası
Tapu Komisyonu kararları ile oluşturulan tapu kayıtları, 1515 sayılı Kanun ve tüzüğüne göre, belli süre içinde itiraz edilmedikçe geçerli nitelik taşır. Ancak, tapu komisyonu kararı dahi olsa, mükerrer kayıt niteliğinde ise, ikinci kayda değer tanımak mümkün değildir. (1515 s. TKTK. m. 1) Taraflar arasında, tapulama tespitinden doğan dava sonucunda, verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni...
Tescilin Sebebe Bağlı Olması – Tescil Davası
Tescilin sebebini teşkil eden idari karar, hukuki varlığını koruduğu sürece, açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenebilmesine yasal olanak yoktur. (Medeni Kanun madde 1022) Taraflar arasındaki davadan dolayı, Urfa Asliye Hukuk Hakimliğimden verilen, 25.2.1991 gün ve 140/28 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan, 28.4.1992 gün ve 13189/5652 sayılı kararın düzeltilmesi, süresinde davalılardan A. vekili tarafından istenilmiş...
Zilyetliğin Devri ile Satışın Gerçekleşmesi – Tescil Davası
HUMK.nun 297. (6100 s. HMK. 206) maddesindeki öngörülen koşullarla düzenlenen ve teslim edildiğini de içeren satışa dair senetlerin, aksi aynı hukuksal nitelikteki bir delille kanıtlanabilir. Taraflar arasında, tapulama tespitinden doğan dava sonucunda, verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği düşünüldü: Tapulama...
Hangi Bedelin, Önalım Bedeli Olarak Kabul Edileceği – Önalım davası
Süresinde açılmayan ilk davadaki değer, önalım konusu payın bu dava devam ederken satılması halinde, HMK. m. 125 uyarınca, yeni alıcı aleyhine bir ay içinde opsiyon hakkının kullanılması durumunda nazara alınamaz. Çünkü yeni alıcıya tevcih edilen dava, açılmış davanın devamı niteliğinde sayılamaz. O halde dava değeri, ikinci satıştaki değerdir. Taraflar arasındaki, önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2....
Vefa Hakkı Süresinin Uzatılması – Tescil Davası
Tesis edilen vefa hakkı, sürenin geçmesi ile ortadan kalkar. Vefa hakkının yenilendiği iddiasının, aynı kuvvetteki belge ile, yani resmi senetle ispatı gerekir. Bu şekilde uzatıldığı ispat edilmeyen ve müddeti içinde kullanılmayan vefa hakkının terkini ve bu terkinin neticesinde, ortaklığın giderilmesi davası açılıp, taşınmazın satılması kanuna uygundur. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde213) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 237)...
Kanuni Önalım Hakkında Hak Düşürücü Süre – Önalım Davası
Kanuni önalım hakkının, Medeni Kanun’un 735. maddesindeki hükümden yararlanılarak, tapudan yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren 1 ay (4721 sayılı Medeni Kanun’un 733/son maddesi uyarınca 3 aya çıkarılmıştır) içerisinde kullanılması gerekir. Bu süre, hukuki nitelik bakımından hak düşürücü süredir. Taraflar arasındaki, önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın...
Geri Alım Bedelinin Depo Ettirilmesi Gerekliliği – Tescil Davası
Vefa hakkı sebebiyle, davalı adına olan kaydın iptaliyle, davacı adına tesciline karar verilmesi için, hükümden önce mahkemece uygun görülecek süre içinde vefa bedelinin depo ettirilmesi, o takdirde hüküm kurulması gerekir. (Medeni Kanun madde 716) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan, vefa-tapu iptali-tescil davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün okunup, gereği görüşülüp...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.