Dava konusu taşınmaza, dava tarihi esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın yeri, konumu, köy yerleşim alanına yakınlığı göz önünde bulundurulduğu, bu hususun objektif değer arttırıcı unsur olarak kabulü ile taşınmazın tespit edilen bedelinden %30 oranında objektif değer arttırıcı ilave edilerek bedel tespit edilmesi gerekir.
Dava konusu taşımazların kamulaştırılmadan arta kalan bölümlerinin yüzölçümleri ve geometrik durumları gözünde bulundurulduğunda, bu bölümlerin tamamının bedeline hükmedilmesi gerekir. (2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu madde 10, 15/son, 25/son)
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmaza net meyve geliri esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Belirtilen nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
1- 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 15/son maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davasında, aynı Kanunun 15/son maddesine göre, değerlendirme bu dava tarihi itibariyle yapılacaktır. Belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaza dava tarihi esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden 2009 yılı resmi verileri alınarak değer biçen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
2- Dava konusu taşınmazın yeri, konumu, köy yerleşim alanına yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda, bu hususun objektif değer attırıcı unsur olarak kabulü ile taşınmazın tespit edilen bedeline % 30 oranında objektif değer attırıcı unsur ilave edilerek bedel tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3- Kamulaştırma Kanunu’nun 25/son maddesi uyarınca mülkiyet idareye tescille geçeceğinden, tesbit edilen bedelden enkaz bedeli indirilmeyeceği gözetilmeden düşülmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi,
4- Dava konusu taşınmazlardan 71 ve 377 parsellerin kamulaştırmadan arta kalan bölümlerinin yüzölçümleri ve geometrik durumları göz önünde bulundurulduğunda, bu bölümlerin tamamının bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın davacı idareden tahsiline ve davalıdan peşin alman temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.