Davacı idareye iade edilmesi gereken fark bedel için faize hükmedilmemesi gerekir. Fakat bozma öncesi hükmedilen bedel ile bozma sonrası hükmedilen düşük bedel arasındaki fark bedeli, davalı taraftan alınıp davacı idareye ödenmesi gerekir. (2092 sayılı Kamulaştırma Kanunu madde 10, 11, 15) (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 103, 104, 113) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 120, 121, 131)
Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bozma kararı ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan reddine,
Davacı idare vekilinin temyizine gelince;
Davanın niteliği itibariyle, davacı idareye iadesi gereken fark bedeli için faize hükmedilmemesi doğrudur. Ancak; bozma öncesi hükmedilen bedel ile bozma sonrası hükmedilen düşük değerli miktar arasındaki fark bedeli davalı taraftan alınarak davacı idareye ödenmesine karar verilmemesi, doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün sonuna ayrı bir ben olarak (bozma kararı öncesi hükmedilen bedel ile bozma kararı sonrası mahkemece tespit edilen bedel arasındaki 1.412.000.000 TL farkın davalı taraftan alınarak davacı idareye ödenmesine) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (Y.5.HD. 23.02.2004 T. 1170 E. 1595 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.