Tapu Kanunu’nun izinsiz doldurulan yerlerin yasal koşulları çerçevesinde dolduran namına tapuya tesciline imkan tanıyan maddesi 3194 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 1605 sayılı Kanunla eklenen ve değiştirilen ek 7. maddesi uyarınca 20.7.1972 tarihinde yürürlükten kaldırılmış olduğuna göre, denizden izinsiz doldurulan çekişmeli taşınmaza ilişkin olarak 3.10.1975 tarihinde idari yoldan oluşturulan tapu kaydı, yolsuz tescil niteliği taşır. Çekişmeli yerin 1972 yılından önce doldurulmuş olması, davalıya kazanılmış hak bahşetmez. (2644 sayılı Tapu Kanunu madde 9) (Medeni Kanun madde 1025)
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar, süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın komşu 884 parsel maliki tarafından izinsiz olarak denizden doldurulmak suretiyle oluştuğunu ve tevhid edildikten sonra 886 parsel numarası aldığını, daha sonra davalı şirket üzerine tescil edildiğini ileri sürerek iptal ve tescil istemiştir. Gerçekten, dava konusu taşınmazın izinsiz olarak denizden doldurulmak suretiyle oluşturulduğu, toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 9. maddesi “izinsiz doldurulmuş olan yerlerin tescilinde mahsur olmadığı, alakalı daire ve heyetlerce kabul olunursa doldurulan yerlerin doldurulmuş olduğu halindeki değer pahasının 1/10’u alınmak şartıyla dolduran namına tescil yapılır” hükmünü getirmiştir. Ne var ki, sözü edilen kanun maddesi sonradan 3.5.1985 gün ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 1605 sayılı Kanunla eklenen ve değiştirilen ek 7. maddesi ile 29.7.1972 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.
Çekişmeli taşınmaz ise idari yoldan 3.10.1975 tarihinde davalı üzerine yazılmıştır. Yukarıda değinildiği gibi, yürürlükten kaldırılan bir yasa hükmüne göre oluşan söz konusu tapu kaydı yolsuz tescil niteliği taşımaktadır. Davalının izinsiz olarak çekişmeli yeri 1972 senesinden önce doldurmuş olması, kendisine kazanılmış bir hak bahşetmeyeceğinden davanın sonucuna etkili değildir.
Hal böyle olunca, özel mülk haline getirilmesi mümkün olmayan çekişmeli taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle reddi cihetine gidilmesi isabetsizdir.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden BOZULMASINA, (Y.1.HD. 22.04.1999 T. 3874 E. 4049 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.