İmar-ihya ile mülk edinebilmek için, tapulama (kadastro) tescili itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda öngörülen koşulların oluşması, bu cümleden olarak imar–ihya tarihi ile tespit tarihi arasında kazandırıcı zaman aşımı süresi olan 20 yıllık çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla sürdürülen zilyetlik süresinin dolmuş olması gerekir.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.9.1990 gün ve 1988/872-1990/1 145 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 4.11.1991 gün ve 1990/19541 – 1991/15005 sayılı ilâmı ile; (.. Dosya münderecatını, bilirkişi ve tanık ifadelerine göre taşınmazın 1967 yılında imar edildiği süre geçmemiştir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Davacı, tapulamaca tapu miktar fazlası olarak davalı adına tespit ve tescil edilen dava konusu 4047 parsel sayılı taşınmazı, emek ve para sarfıyla imar ihya ettiğini ve zilyetlik koşulunun gerçekleştiğini ileri sürerek bu yere ait davalı tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Çekişmeli parselin tapulama tutanağı 1973 yılında kesinleşmiştir. Temyize konu dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46. maddesine dayanılarak anılan Yasanın yürürlük tarihinden itibaren hak aramada öngörülen 2 yıllık süre içerisinde açılmış durumdadır. Uyuşmazlığın niteliğine göre davacı isteğinin kabul edilebilmesi için, tapulama tespit tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile imar ihya edenler lehine getirilen mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Ne var ki davacının dava konusu taşınmazı 1967 yılında emek ve para sarf ederek imar ve ihya ettiği tartışmasızdır. İmar ihya tarihi ile 1973 olan tapulama tespitinin yapıldığı tarih arasında ise imar ihya ile mülk edinme için öngörülen kazandırıcı zilyetlik süresi dolmamıştır.
Bu itibarla davanın reddi gerekirken kabulüne dair önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden BOZULMASINA, (YHGK. 23.12.1992 T. 8-657 E. 766 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.