Medeni Kanun’un 730/1. maddesinin uygulanabilmesi için; taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını aşması, diğer bir deyişle mülkiyet hakkı kullanılırken, hukuk düzenince bu hakka konulmuş olan sınırlamalara aykırı hareket edilmiş olması gerekir.
Bu sınırın aşılmadığı her somut olayda yasa hükümleri, mahalli gelenek (örf) ve görenek (âdet) göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.
Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 164.400 liranın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine ilişkin hükmün, süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı taraf, nohut ektiği tarlasının yakınında davalı Şeyhmus’un tahıl tarlası bulunduğunu, öteki davalıya uçakla ilaçlatma sonucu ürününün zarar gördüğünü bildirerek, her iki davalıdan belirttiği zararının giderilmesini istemiştir. Davalılar, davacının zararının ilaçlamadan değil antraknos hastalığından kaynaklandığını savunmuşlardır.
Davacı tarafın, davalıların gıyaplarında yaptırdıkları delil tespitinde, bilirkişi zararı ilaçlamaya; davalıların da aynı biçimde yaptırdığı delil tespitinde, bir başka bilirkişi zararı anılan hastalığa bağlamışlar; mahkemece, keşifte dinlenen bilirkişi ise önceki raporlara değinmeksizin, ilaçlama yapılmışsa zararın ondan doğmuş olabileceğini bildirmiş ve iddia tutarını doğrulamıştır. Yerel mahkemece, bu delillerle dava kabul edilmiştir. İlkin, zararın ilaçlamadan mı, yoksa antroknos hastalığından mı kaynaklandığı kesinlikle saptanmış değildir. Öncelikle, bu konunun açığa kavuşturulması gerekir. Birbiriyle çelişkili bilirkişi raporları bulunduğuna göre, yetenekli kişilerden oluşan bir kurula durum incelettirilmeli, kuşkuları giderecek biçimde önceki raporların eleştirilen sağlanmalıdır.
Diğer yandan davanın yasal dayanağı, taşınmazın maliki Şeyhmus bakımından Medeni Kanun’un 730/1, 737. maddeleri, uçak sahibi diğer davalı Kemal bakımından ise Borçlar Kanunu’nun 41. maddesidir. O halde, her şeyden önce bu maddelerin uygulama koşullarının tespiti zorunludur. Anılan maddelerden 730/1 ve 737. maddeleri taşınmaz malikinin sorumluluğu ile ilgilidir ve bu sorumluluk kusura dayalı değildir. Ne var ki kusur dışında kalan diğer sorumluluk unsurlarının gerçekleşmesi gerekir. Medeni Kanun’un 730/1. maddesinin tatbik edilebilmesi için taşınmaz malikinin mülkiyet hakkını aşması, diğer deyişle mülkiyet hakkını kullanırken hukuk düzenince bu hakka konulmuş olan sınırlamalara aykırı hareket edilmiş olması gerekir.
Bu sınırın aşılıp aşılmadığı her somut olayda yasa hükümleri, mahalli örf ve adet göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Değerli azınlık yazısında belirtilen zararın varlığı halinde, mülkiyet hakkının sınırının aşıldığı ve hukuka aykırılık unsurunun üzerinde durulması gerekmediği yolundaki görüş, çoğunlukça benimsenememiştir. O HALDE, MAHKEMECE, DAVALI Şeyhmus bakımından yapılacak iş, somut olayın özellikleri göz önünde tutularak, mülkiyet hakkının kullanılma sınırının aşılıp aşılmadığı ve özellikleri göz önünde tutularak, mülkiyet hakkının kullanılma sınırının aşılıp aşılmadığı ve özellikle zararın tümünün ya da bir bölümünün ilaçlamadan meydana geldiği sonucuna ulaşılırsa, uçakla ilaçlama yapıldığına göre, komşuya zarar vermeden sırt ilaçlaması ya da öteki tekniklerden yararlanma olanağı bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, davalıların önlenmesi mümkün olan bir zarara meydan vermekten kaçınma biçiminde taşkınlıkların var olup olmadığı, diğer davalı bakımından ise Borçlar Kanunu’nun 41. maddesindeki unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti şeklinde olmalıdır.
Yerel mahkemece, tüm bu yönler eksik bırakılarak davanın kabulü, bozmayı gerektirir.
Temyiz olunan kararın, gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, (Y.4.HD. 05.04.1984 T. 4718 E. 5416 K.)
Medeni Kanun Madde 730
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.