Eski eser sınırlı kayıtlar miktarlarıyla geçerlidir. Ancak içinde eski eser olan taşınmaz ve koruma alanı tapu siciline şerh verilir. (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu madde. 5, 6, 7) (3402 sayılı Kadastro Kanunu madde 20, 33).
Davacı Maliye Hazinesi ile Kaş Orman İşletme Müdürlüğü ve davalı ve davacı A.K. ve G.A. mirasçıları G.Ö., S.H. ile T.A. arasındaki tespite itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kaş Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.6.1990 gün ve 715-220 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 12.9.1991 gün ve 17394-11232 sayılı ilamiyle;
… Dayanılan kayıtta 4 tarafı deniz ile çevrili denmiş ise de kaydın dayanağını oluşturan ilamda güney hududu deniz olmayıp cenup hududunun denizden tahminen 100 metre yüksekliğinde iki tepe arasını birleştiren hat olarak belirlenmiştir. Bu nevi hudutlar sabit sayılamaz. Bu itibarla kaydın miktarına değer verilerek hüküm kurulması gerekir. Taşınmazın tamamının sit alanı olduğu Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun kararı ile saptanmıştır. Bu nevi yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerek 2863 sayılı mülga ve gerekse 3386 sayılı Yasada hükme bağlanmıştır. Bu durumda sabit hudutlardan başlanarak tapu miktarı kadar yer belirlenmek ve hak sahipleri adına tesciline karar verilmek, ancak korunması gerekli tabiat ve kültür varlığı alanı olduğunun tapu kütüğüne şerh verilmek, tapu miktar fazlasının ise Hazine adına tesciline karar verilmek ve yine aynı şekilde korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı şerhi düşürülmek gerekir. Bundan başka, müdahillerin iddiaları çerçevesinde delilleri sorulmak, göstereceği kanıtları toplanmak ve sonucuna göre bir hüküm kurulmaması doğru değildir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve ayrıca da dava konusu taşınmazın keşfini takiben bilirkişilerce düzenlenen 23.3.1990 günlü krokide açıkça belirtildiği üzere (A) harfi ile işaret edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 9500 m2 ve (B) harfi ile işaretli 18750 m2 miktarında taşlık, kayalık kesimin özel mülkiyete konu teşkil edecek yerlerden olmadığı ve zilyetliğinde bulunmadığı gözetilmeksizin, davacı tapusu kapsamında kaldığı kabul suretiyle hüküm kurulması da doğru değildir. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 30.06.1993 T. 16-498 E. 489 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.