Geçit Hakkı Kullanımında Zorunluluk ve Menfaat – Geçit Davası

Geçit Hakkı Kullanımında Zorunluluk ve Menfaat - Geçit Davası1- Genel yola çıkmak için yeterli yolu bulunmayan taşınmaz mal sahibinin tam bir ivaz karşılığında komşularından kendisine geçmek için münasip bir yerin terkinini talep edebileceği hükme bağlanmıştır.

2- Geçit hakkı bir zorunluluğu karşılamak amacıyla kabul edilebilir. Zorunluluğu aşan isteklere itibar edilemez. Geçit yerinin genişliği davacı taşınmazının kullanım amacına uygun ölçüde olmalıdır.

3- Davacının taşınmazında inşaat yapacağı, dolayısıyla geçici bir süre için geçit yerinden kamyon geçeceği yolundaki gerekçesi, geçit yerinin geniş tutulması için haklı bir neden olamaz.

4- Tayin edilecek bedel, geçit yeri dolayısıyla bırakılan taşınmazın irtifak bedeli ile yolun geçirilmesi sonucu komşu taşınmazda meydana gelen değer düşüklüğünden ibarettir. (Medeni Kanun madde 747)

Taraflar arasındaki “geçit hakkı tesisi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bartın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.10.1988 gün ve 485-486 sayılı kararın incelenmesi taraflarca istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 05.02.1990 gün ve 802/1179 sayılı ilamıyla;

Geçit hakkı bir zorunluluğu karşılamak amacıyla kabul edilebilir. Zorunluluğu aşan isteklere itibar edilemez. Davalının ziyade menfaat sağlama amacını güden sözleri de bu davada dikkate alınamaz. Mahkemece Medeni Kanun’un 747. maddesi çerçevesinde durumun incelenmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

Davacıya ait taşınmazın genel yolla bağlantısının davalı taşınmazından verilecek bir geçit ile sağlanabileceği saptanmıştır. Bu geçit yerinin genişliği davacı taşınmazının kullanım amacına uygun ölçüde olması icap eder ki, bu genişlik nihayet bir aracın geçebileceği 2,5-3 m. civarında olabilir. Davacı taşınmazında inşaat yapılacağı ve dolayısıyla geçici bir süre için oradan kamyon geçeceği yolundaki gerekçenin ve o doğrultudaki davalı beyanı ile belediye cevabının bağlayıcı yönü olamaz. Kaldı ki davalının şartlı teklifi de, davacı tarafından açıkça kabul edilmemiştir. Davalının kendisine ait taşınmazdan daha fazla geçit yeri tefriki sonucu bakiye taşınmazında büyük değer kaybının dikkate alınması gibi davacı aleyhindeki sözlere de mahkemenin itibar ve iltifat etmesi gerekmez. Geçit yeri dolayısıyla davacının taşınmazında hasıl olacak değer artışının da davalıya verilmesi söz konusu olamaz. Mahkemece davalının bu isteğinin kabul edilmemesi yerindedir. Davalı ancak bu geçit yeri dolayısıyla irtifak bedelini ve bakiye taşınmazındaki değer düşüklüğünü davacıdan isteyebilir. Bütün bu yönlere ters düşen istek ve mahkemenin kabulü usul ve yasaya aykırıdır. O halde, açıklanan yasal koşullar itibariyle yeniden inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü. Dava, Medeni Kanun’un 747. maddesinden kaynaklanan geçit hakkı tesisi isteğine ilişkindir.

Anılan maddede, genel yola çıkmak için yeterli yolu bulunmayan taşınmaz mal sahibinin tam bir ivaz karşılığında komşularından kendisine geçmek için, münasip bir yerin terkinini talep edebileceği hükme bağlanmıştır.

Özel Daire bozma kararında da işaret edildiği üzere, geçit hakkı, bir zorunluluğu karşılamak amacıyla kabul edilebilir. Zorunluluğu aşan isteklere değer verilemez. Anılan koşulların gerçekleşmesi halinde tayin edilecek bedel, geçit yeri dolayısıyla bırakılan taşınmazın irtifak bedeli ile yolun geçirilmesi sonucu komşu taşınmazda meydana gelen değer düşüklüğünden ibarettir. O nedenle yerel mahkemece, bedelin hesaplanmasında izlenen yöntem tamamen doğrudur. Ne var ki, irtifak hakkı kurulacak yerin tayininde iki tarafın menfaatlerinin gözetilmesi gereği de, anılan 747. maddesinin son cümlesinde açıkça ifade edilmiş durumdadır.

Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulu’nca da aynen benimsenen Özel Dairenin, geçit yerinin genişliğinin tayinine ilişkin bozmasına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi isabetsizdir. Direnme kararı, bu nedenle bozulmalıdır.

Davlının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, (YHGK. 01.05.1991 T. 14-88 E. 236 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder