Gayrimenkul satış vaadine dayanarak asıl satış işleminin yapılması istendiğinde, tapu memuru önünde asıl sözleşmenin yani tescilin yapılmasından kaçınan tarafa karşı dava açılabilir. Dava soncu verilen karar, borçlunun yerine geçmekle kalmayıp alım satım sözleşmesinin de yerini tutar.
Cebri tescil davaları olarak bilinen ve tapu iptalini de içeren bu davaların açılabilmesi için davaya dayanak olan satış vaadi sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun 29 ve 237. maddeler ve Noterlik Kanunu’nun 89. maddelerine uygun olarak düzenlenmiş olması gerekir. Alıcının sözleşme şartlarını yerine getirmiş olması, bedeli ödemiş olması, sözleşmeden dönme hakkının olmaması, zaman aşımı süresinin geçmemiş olması, satışı vaat olunan gayrimenkulün tasarrufi işleme elverişli olması gerekir. Bu şartlar sağlanmışsa mahkeme, iptal ve tescile karar verebilecektir.
Medeni Kanun madde 716 “Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukukî sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması hâlinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir” denmektedir. Mahkemenin vereceği ilam, tapu sicil müdürlüğüne verildiğinde tescil işlemi yapılır ve mülkiyet kazanılmış olur.
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.