Farklı Tapuya Dayanarak Taşınmazda Hak İddiası – Tescil Davası

Farklı Tapuya Dayanarak Taşınmazda Hak İddiası - Tescil DavasıSatım sureti ile taşınmazı elinden çıkaran kişi aynı yere ait olduğunu ileri sürerek ve bir başka tapuya dayanarak istekte bulunamaz ve bu talebe değer verilemez. (3402 sayılı Kadastro Kanunu madde 14, 28)

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 925 parsel sayılı 135.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, irsen intikal, hisse satışı nedeniyle davalılar Kazım ve müşterekleri adlarına tespit edilmiştir. Salih ve müşterekleri vekilinin tapu kaydına, Fatma’nın taşınmazda hissesi bulunduğuna dayanan itirazları gezici Arazi Kadastro Hakimliğine devredilmiştir. Nezihi taşınmazın doğu kısmında kalan ve Vasfiye’ye ait bulunan kısımda mirasçı olarak pay sahibi olduklarına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece davacı Salih ve paydaşlarının davalarının feragat nedeniyle reddine, müdahil davacı Nezihi’nin davasının reddine davacı Fatma mirasçılarının davalarının kabulüne ve dava konusu parselin hisseleri nispetinde davacı Fatma mirasçıları ile tespit malikleri Kazım ve müşterekleri mirasçılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, müdahil davacı Nezihi tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının çatıştığı ve davalı tarafın dayandığı tapu kaydının önceki tarihi taşıdığı ve doğru temele dayandığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davalı tarafa ait tapu kaydının çekişmeli parselin tamamını, müdahil davacıya ait tapu kaydınınsa taşınmazın doğu bölümünü kapsadığı her iki tapu kaydında da davacının miras bırakanı Vasfiye’nin paydaş olduğu ve Vasfiye’nin tapudaki payını davalılara satarak tapu kaydını devrettiği belirlenmiştir. Davacı bu kez aynı yer için bir başka tapu kaydına dayanarak istekte bulunmaktadır. Satım sureti ile taşınmazı elinden çıkaran kişi aynı yere ait olduğunu ileri sürerek ve bir başka tapuya dayanarak istekte bulunamaz ve bu talebe değer verilemez. Bu durumda, tapuların tarihinin önce veya sonra olması sonuca etkili değildir. Kaldı ki davalı tarafın dayandığı tapu kaydı önceki tarihi taşımakta olup doğru temele dayanmaktadır. Bu nedenlerle mahkemenin davalı tapusuna değer vermek suretiyle uyuşmazlığı çözümlemesi doğrudur. Müdahil davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, (Y.16.HD. 25.06.1992 T. 1991/11706 E. 1992/8761 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder