1- İştirak halinde ortak bulunan tarafların yazılı taksim sözleşmesi düzenlendikten sonra birlikte tapu idaresine başvurarak taşınmazın müşterek mülkiyete çevrilmesini istediklerine ve müşterek mülkiyet olarak intikal gördüğüne göre tarafların kayden belgelenmiş bulunan bu davranışları karşısında taksim sözleşmesinden vazgeçildiğinin kabulü gerekir.
2- Yapılan taksimin İmar Kanunu ve Yönetmeliğine uygun olması ve ifrazın bunlara göre mümkün bulunması gerekir. Ancak bu husus sulh veya taksim sözleşmesinin yerine getirilmesi (infaz) için açılacak dava içinde düşünülmelidir. (Medeni Kanun madde 676)
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Gemlik Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.6.1988 gün ve 1985/472-1988/295 sayılı kararın incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk dairesinin, 5.12.1988 gün ve 1988/ 13650-18856 sayılı ilamıyla;
… Gerçekten dava konusu parsellerle beraber diğer bir kısım parsellerinde dahil olduğu taşınmazlar hakkında tarafların Medeni Kanun’un 676/3 maddesine göre taksim sözleşmesi yaptıkları ve bu sözleşmeyi sulh hakimine onattıkları dosya içerisine ibraz edilen 3 karar örneği ve diğer belgelerden anlaşılmıştır. Mirasta iştirak halinde ortak bulunan tarafların yaptıktan yazılı taksim sözleşmesi onama kararında önce dahi lüzum ifade eder ve tarafları bağlar. Ancak yapılan taksimin İmar Kanunu ve Yönetmeliğine uygun olması ve ifrazın bunlara göre mümkün bulunması icap eder. Yalnız bu hususun bu dava sırasında değil vaki sulhun ve taksim sözleşmesinin infazı için açılacak bir edim (yerine getirme) davası içinde düşünülmesi iktiza eder. Yine böyle bir davada anlaşmalı taksimin bir kül teşkil ettiği bir kısım taksimin geçerli diğerinin geçersiz olması halinde taksimin bütününü etkileyeceğinin göz önünde bulundurulması gerekir. Görevli mahkemece bir eda davası açılmadan ve öyle bir davanın sonucu belli olmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle iştirak halinde ortak bulunan tarafların yazılı taksim sözleşmesi düzenlendikten sonra, bütün mirasçılar birlikte tapu idaresine başvurarak, çekişmeli yerlerinde dahil bulunduğu yazılı taksim sözleşmesine konu taşınmazların, müşterek mülkiyete çevrilmesini istemişler ve bu yerlerin tamamı müşterek mülkiyet olarak mirasçılar adlarına tapuda intikal görmüştür. Tarafların kayden belgelenmiş bulunan bu davranışları karşısında artık taksim sözleşmesinden Vazgeçtiklerinin kabulü gerekeceği kuşkusuzdur. Bu itibarla delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararın ONANMASI gerekir. (YHGK. 07.02.1990 T. 6-638 E. 58 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.