Elbirliği ile Mülkiyette Genel Mahkemede Dava Şartı – Tescil Davası

Elbirliği ile Mülkiyette Genel Mahkemede Dava Şartı – Tescil Davası1- Tereke adına açılan davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açması veya muvafakatlerinin sağlanması, dava açmayanların davalı gösterilmesi mümkün olmazsa Medeni Kanun 640 uyarınca miras şirketine mümessil tayin ettirilerek davaya devam olunması gerekir.

2- Mirasçıların tümü genel mahkemede görülen bir davada karşılıklı da olsa davacı veya davalı olarak yer almış veya bir mirasçı tarafından ayrı ayrı diğer mirasçılar hakkında açılan davalar birleştirilmiş ise, dava koşulu yerine getirilmiş sayılır. (1086 s. HUMK. m. 45) (6100 s. HMK m. 37)

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Afyon 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.11.1985 gün ve 200-767 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondördüncü Hukuk Dairesinin 4.12.1986 gün ve 7803-7704 sayılı ilamıyla

… Dosyadaki “Taksimat Senedi” başlıklı belgede miras bırakan Ahmet’in hayatta iken davacı kızı Sultan’a verdiği taşınmazlar yazılı olup davalı Döndü’ye yapılmış bir tahsisten söz edilmemektedir. Uyuşmazlığın bu senede göre çözümlenmesine olanak yoktur. Dava konusu 9092 parsel sayılı taşınmaz ise sonradan muris Ahmet mirasçıları arasında yapılan taksimde davalı Döndü’ye isabet ettiği nedeni ile tapulamaca adına tespit edilmiştir. Şu hali ile Ahmet mirasçıları arasında 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 34. maddesinde gösterilen biçimde bir taksim yapılıp yapılmadığının araştırılarak bir sonuca varılması gerekmektedir. Geri yapılan keşifte bu konuda bilirkişi ve tanıklar dinlenmiş ise de bunlar uyuşmazlığı çözümlemeye yeter bir ifadede bulunmamışlardır. Ancak, tapulama tespiti, tutanak bilirkişilerinin sözlerine dayandığına göre tapulama tutanağında yazılı bu bilirkişilerin de dinlenerek delillerin bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir. Noksan inceleme ve soruşturma ile karar verilemeyeceğinden hükmün bozulması gerekmiştir… gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı, tereke adına istemde bulunmuştur. Bu durumda, diğer mirasçıların davaya katılması veya muvafakatlerinin sağlanması, bu mümkün olmaz ise Medeni Kanun’nun 581. maddesi uyarınca miras şirketine mümessil tayin ettirilerek davaya devam olunması gerekir. Ancak; mirasçıların tümü, bir davada karşılıklı da olsa davacı olarak yer almış ise, az yukarıda belirtilen dava şartı yerine getirilmiş sayılır.

Olayda; davacının muhtelif dosyalarla, tüm mirasçılar hakkında ayrı ayrı dava açtığı anlaşılmaktadır. Söz konusu davalar, HUMK.nun değişik 45. maddesi göz önünde bulundurulmak suretiyle birleştirildiği takdirde, bu dava şartı yerine getirilmiş olacaktır. Hal böyle olunca, birleştirilmesi suretiyle davaların görülmesi gerekirken, esasa girilerek verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır. Bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, (YHGK. 13.03.1987 T. 14-79 E. 188 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder