Dava dilekçesinde devre mülk hakkının tapuya tescili istenmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davaya konu edilen taşınmazlara ait tapu kayıtlarına davacının iddiasına ve hüküm altına alınmasını istediği hususlara göre taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk haklarının tesciline ilişkindir. Böyle bir uyuşmazlık esas itibari ile Kat Mülkiyeti Kanununun 57. maddesi uyarınca mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapının ortakları arasında söz konusu olabileceği cihetle öncelikle mülkiyetin kazanılmış olması gerekir. Bu nedenle bu aşamada davada Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanamaz.
Davacılar vekilinin 8.10.1992 tarihli dilekçesi de dikkate alındığında, dava gerçekte yukarıda sözü edildiği üzere mülkiyet hakkının tespit ve tescili istemine ilişkindir. Bu nedenle, davalının davada gösterilen müddeabih miktarına vaki itirazı da dikkate alınarak HUMK.nun 2. maddesi uyarınca müddeabih miktarı saptanıp öncelikle mahkemenin çözümlenmeli; aksi halde davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmelidir.
Yukarıdaki hususlar dikkate alınmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.18.HD. 22.10.1993 T. 8919 E. 11247 K.)
ÖZET: Devre mülk hükümleri ancak tescilden sonra uygulanacağından, öncelikle tescil isteminin görevli mahkemede incelenmesi gerekir.
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.