1- Dava konusu taşınmaz Musevi Cemaatine ait ve tapuda kayıtlıdır. Cemaatin ölümünün söz konusu olamayacağından, cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğiyle iktisabına yasal olanak yoktur.
2- Davacı Musevi Cemaatine ait tapulu taşınmazı muvazaadan ari bir belge ile haricen satın aldığını kanıtlayabilir.
3- Mahkemece, 1341 tarihli Bütçe Kanununun 23. maddesinin (V) bendi dikkate alınarak taşınmazın Özel İdari adına tesciline karar verilmelidir. (Bütçe K. (1341 Ta.) m. 23/V) (3402 s. Kadastro K. m. 13, 14)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, teknik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 412 ada 22 parsel sayılı 423, 50 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tespit postasınca komisyona sunulması üzerine tapu kaydına dayanılarak Vakıflar İdaresi adına tespitine karar verilmiş; malik hanesi yazılmaması ve askıya çıkarılmaması nedeni ile komisyonca tekrar ele alınarak tapu kaydının maliki Musevi Cemaatinin mevcut olmadığı ve Vakıflarla da ilgisi bulunmadığı gerekçesi ile Özel İdare adına tespit edilmiştir. İtirazları komisyonda reddedilen Hazine, Cemiyet bulunmadığından ve kendiliğinden dağıldığından Dernekler Kanunu uyarınca Hazineye kaldığını; Vakıflar İdaresi ise taşınmazın Yahudi azınlık vakfına ait olduğunu, şu anda cemaat ve mütevellisi olmayan taşınmazın tüm haklarının Vakıflarda bulunduğunu, Emine de Yahudi asıllı Türk vatandaşından tapu dışı satın aldığını ileri sürerek dava açmışlardır. Posta tespitinden sonra komisyon tespitinden önce Emine tarafından Yahudi asıllı Şapat aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası da görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece Hazine ile Emine’nin davasının reddine; Vakıflar İdaresinin davasının kabulüne, dava konusu parselin Vakıflar İdaresi adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine, Emine ve davalı Özel İdare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın Musevi Cemaatine ait tapu kaydı kapsamında kaldığı ve Cemaat Vakfı olduğu, bu nitelikteki taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı, mülkiyetinin vakıflara ait bulunduğu, Özel İdareye geçmediği Hazine malı olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın Musevi Cemaati namına Reisi Ruhani Hahambaşı vekili Mayer ve Behmoras adına oluşturulan tapu kaydının kapsamında kaldığı mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Musevi Cemaati namına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu dışı satın alma ve zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı mülkiyetinin Vakıflar İdaresine mi, Hazineye mi ya da Özel İdareye mi ait olduğu konusunda toplanmaktadır. 1341 tarihli Bütçe Kanununun 23. maddesinin (V) bendinde “mübadeleye tabi olmayan tüzel kişilerden metruk bilcümle emvali gayrimenkullerin bütün hukuk ve vecaibi bulundukları illerin Özel İdarelerine devredileceği” öngörülmüştür. Musevi Cemaatine ait olan taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu tapu kaydının taşınmazı kapsadığı ve cemaatin ölümünün söz konusu olmadığına göre yukarıda anılan yasa maddesi hükmünce mülkiyeti özel İdareye geçer. Davacı Emine taşınmazı tapu dışı satın aldığını muvazaadan ari bir belge ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda davanın reddine, taşınmazın Özel İdare adına tesciline karar verilmesi gerekir. Cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabı mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden Emine ve Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Özel İdarenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.7.HD. 29.09.1997 T. 3867 E. 4400 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.