Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Haciz 29.1.1997 tarihinde borçluya ait işyeri adresinde yapılmıştır. Aynı adreste A… Ltd. Şti.’nin faaliyette bulunduğu ileri sürülerek istihkak iddiasında bulunulmuş ise de Ticaret Sicili Müdürlüğünün yazısına ekli şirket ana sözleşmesinin incelenmesinden, bu şirket ortaklarının borçlunun karısı ile diğer yakın akrabalarından oluştuğu, Bursa İkinci Asliye Hukuk mahkemesinin ilamından, 2.9.1994 tarihinde açılan dava sonucu 25.10.1994 tarihinde borçlu ile eşinin anlaşmalı olarak boşandıkları anlaşılmaktadır. Borçluya ait iki bononun vadesinin 31.8.1994 ve 30.9.1994 tarihli oldukları dikkate alınırsa, gerek boşanmanın ve gerekse aynı adreste gerçekleştirilen şirket kuruluşunun muvazaalı olduğu borçlunun bu işyeri ile ilgisinin devam ettiği nitekim ödeme emrinin 26.3.1996 tarihinde bu adreste tebliğ olunduğu görülmektedir.
Öte yandan aynı takip sebebiyle işyerinde haczedilen başka menkullere adı geçen şirket tarafından ileri sürülen istihkak iddiası sonucu davacı banka tarafından açılan istihkak iddiasının reddi davasının kabulüne ilişkin kesinleşen ilam, muvazaalı işlemlerin varlığının delil olmasına karşın gözardı edilmiştir.
Borçları nedeniyle alacaklıların takiplerinden kurtulmak için, işini terk etmiş gibi gösterip eşi ve yakın diğer akrabalarına ayrı adreste şirket kurduran borçlunun İcra ve İflas Kanunu’nun 44. maddesindeki koşulları da yerine getirmediği belirgin olduğundan, alacaklısına karşı sorumluluğu devam etmekte olduğu gibi işlerini devir alan ve iyi niyetli olmayan 3. kişiler de alacaklının haklarını etkilediği oranda sorumluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde davacının (alacaklının) bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.21.HD. 11.09.1997 T. 4917 E. 4989 K.)
Borçları nedeniyle, alacaklıların takiplerinden kurtulmak için, işini terk etmiş gibi gösterip eşi ve yakın akrabalarına aynı adreste şirket kurduran borçlunun, alacaklısına karşı sorumluluğu devam ettiği gibi, işyerini devir alan ve iyi niyetli olmayan 3. kişiler de, alacaklının haklarını etkilediği oranda sorumludurlar. (2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu madde 49, 99)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.