Birlikte Oturma Durumunda Zilyetliğin Devri – Tescil Davası

Birlikte Oturma Durumunda Zilyetliğin Devri - Tescil DavasıTaraflar birlikte oturuyorlarsa hükmen teslim söz konusu olacağından senet metni göz önünde tutulmalıdır.

F.A. mirasçıları H. ve Y.Ö. ile Y.Ş. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Karadeniz-Ereğli 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 13.04.2000 gün ve 59-126 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı, çekişmeli taşınmazı 02.03.1956 tarihli noter senedi ile davalıların miras bırakanı, gayri resmi eşi Hüseyin’den satın aldığını, buna rağmen kadastro sırasında taşınmazın davalıların murisi Hüseyin adına yazıldığını, iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, daha önce davanın reddine ilişkin karar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi koşullarının araştırılması nedeniyle bozulmuş, bozma üzerine verilen kabul kararında ise Dairece tanıkların usul ve Yasaya uygun olarak dinlenmediği nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş ve son olarak yine davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre taşınmaz üzerindeki evi davacı ile gayri resmi eşi Hüseyin ile 1956 yılında birlikte yapmışlar ve o tarihten beri Hüseyin’in öldüğü 1975 yılına kadar birlikte oturmuşlardır. Taşınmaz davalıların miras bırakanı Hüseyin adına tapuludur. Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi koşulları davacı yararına oluşmuştur. Ancak; davacının taşınmazın tamamını satın aldığı ve taşınmazın tamamına yalnız başına zilyet olduğu ispat edilememiştir. Tanıklar bu konuda bilgi verememişlerdir. Bununla beraber dosya arasındaki noter senedine göre taşınmazdaki Hüseyin’e ait payın 1/2’sinin satıldığı ve birlikte oturmaları nedeniyle zilyetliğin hükmen teslim edildiği açıktır. Bu durumda çekişmenin senede göre çözümlenesi gerekmektedir. 02.03.1956 tarihli noter senedinde gayrimenkuldeki Hüseyin payının yarısı ile üzerinde muhdes bir kıt’a evin keza yarısının aralarında kararlaştırıldığı üzere satıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın Hüseyin’e ait payın 1/2’si oranında kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde bu hissenin tamamının iptaline karar verilmiş olması doğru değildir.

Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, (Y.8.HD. 16.11.2000 T. 8141 E. 8666 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder