Baraj Gölü Altında Kalan Taşınmazlar – Tescil Davası

Baraj Gölü Altında Kalan Taşınmazlar - Tescil DavasıBaraj gölü altında kalan taşınmazlar kadastroya tabi tutulamaz. (Medeni Kanun madde 715) (766 sayılı Tapulama Kanunu) (3402 sayılı Kadastro Kanunu madde 16)

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında, temyiz konusu çekişmeli parselin tapulama tespitinin 1617 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapıldığından, Tapulama Kanunu’nun 33/4. maddesi uyarınca belgesiz olarak zilyet adına kazandırıcı zaman aşımı yolu ile başkaca taşınmaz tespit ya da tescil edilip edilmediğinin araştırılması gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu parselin kadastro tespitinden sonra baraj gölü haline geldiği ve halen su altında bulunduğu mahkemece tespit edilmiştir, daimlik kazanan ve baraj gölü altında kalan yerler, Medeni Kanun’un 641, 766 sayılı Tapuluma Kanunu’nun 2 ve hükümden sonra yürürlüğe giren Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca kadastroya tabi tutulamaz. Zira kadastrodan amaç, kadastroya tabi yerlerin sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilerek geometrik ve hukuki durumlarını tespit etmek bu suretle, Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü tapu sicilini oluşturmaktadır. Baraj gölü kadastro yapıldığı tarihten sonra meydana gelse bile, kadastronun yukarıda sözü edilen amacı kalmadığından işin esasına girmedin taşınmazın kadastro dışı bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Kuşkusuz, kamulaştırma bedelinin alınabilmesi için hak sahiplerinin genel mahkemelere başvurma hakkı saklıdır. Hal böyle olunca; mahkemece bu hususlar göz önüne alınarak taşınmazın kadastro tespiti dışına bırakılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış içtihatları da bu doğrultudadır. Ancak kararın hüküm fıkrasında “davacı Hazinenin davasının kabulüne” şeklinde karar verilmiş olması, işin esastan incelendiği kanısını doğuracak ve ilgililerin hakkına etki edecek bir durum yarattığından yasaya aykırıdır, bu hal yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasındaki “davacı Hazinenin davasının kabulüne” ibarelerinin çıkarılarak yerine “taşınmazın kadastro dışı bırakılmasına sözlerinin yazılarak, hükmün bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, (Y.16.HD. 26.09.1988 T. 1987/18060 E. 1988/14455 K.)

Nizam TUTUCU
Emlak Danışmanı

Bir Yorum Gönder