Bağışlamanın geçerli olabilmesi için bağışlananın, bağışlanan kimseye teslimi gerekir ise de, özel bir nedene dayanarak zilyet olmakta devam ederse, zilyetlik teslim olmaksızın edinilebilir. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 23) (Medeni Kanun madde 979) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 30)
Tapulama sırasında 3528 sayılı parsel sayılı, 22600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak, davalıların murisi (Ö) adına tespit edilmiştir. İtirazı, tapulama komisyonunca red edilen davacı, taşınmazın kendisine hibe edildiğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraf hibeye dayanmıştır. Gerçekten, Borçlar Kanununun 237. maddesi hükmünce, bağışlamanın geçerli olabilmesi için, bağışlanan şeyin lehine bağışlanana teslimi gerekir ise de, Medeni Kanun’un 979. maddesinde temlik eden, özel bir nedene dayanarak zilyet olmakta devam eder ise, zilyetliğin teslim olmaksızın da iktisap olunabileceği öngörülmüştür. O halde, tarafların bağışlama sırasında birlikte oturup oturmadıkları, birlikte oturmanın gerektirdiği zaruretle taşınmaz malın bağışlayanın zilyetliğinde kalıp kalmadığı ve Medeni Kanun’un 979. maddesinde öngörülen koşulların, davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmak ve deliller hep birlikte takdir edilip sonucuna göre bir karar verilmek gerekir iken, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, isabetsiz ve davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (Y.7.HD. 25.10.1976 T. 9792 E. 12151 K.)
Nizam TUTUCU Emlak Danışmanı
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.