Tapudaki Yüzölçümünün Arttırılması – Düzeltme Davası
Yüzölçümünün artırılması davasının kabulü için, taşınmaz yüzölçümünün kayıtta yazılı olandan fazla olması, kayıt sınırlarının sabit olması ve krokinin Medeni Kanun’un 719. maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan plan ve krokilerden olmaması gerekir. (2644 sayılı Tapu Kanunu madde 31) M.I. ile Hazine, Belediye Başkanlığı, Tapu Sicili Müdürlüğü, S.I. ve müşterekleri, aralarındaki sınır ve yüzölçümü düzeltilmesi davasının kabulüne...
Encümen Kararıyla Yapılan Tescilin Bozulması – Tescil Davası
Tescile dayanak olan Belediye Encümen kararı, aynı yöntemle geri alınmadıkça Belediye Başkanının yazısı ile tescil ortadan kaldırılamaz. (775 sayılı Gecekondu Kanunu madde 27) Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon İkinci Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın reddine dair verilen, 21. 6. 1976 gün ve 976/285 sayılı kararın incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,...
Tapu Sicilinden Doğan Zararın Giderilmesi – Tazminat Davası
Tapu sicilinin tutumunda, Devletin sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Devletin sorumluluğundan söz edilebilmesi için tapu sicilinin tutulmasında, görevlinin hukuka aykırı bir işlemi ve bu işlemle zararlı sonuç arasında bir illiyet bağının varlığı gerekir. (Medeni Kanun madde 1007) Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı, 2.000.000 liranın mahkemenin 1986/417-227 sayılı...
Bağışlamanın Geçerli Olabilmesi – Tescil Davası
Bağışlamanın geçerli olabilmesi için bağışlananın, bağışlanan kimseye teslimi gerekir ise de, özel bir nedene dayanarak zilyet olmakta devam ederse, zilyetlik teslim olmaksızın edinilebilir. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde 23) (Medeni Kanun madde 979) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 30) Tapulama sırasında 3528 sayılı parsel sayılı, 22600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanılarak,...
Akrabaya Satış ve Önalım Hakkının Kullanılması – Önalım Davası
Müşterek pay, karı kocaya, çocuklarına yahut akrabaya temlik edilmiş ise görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile, gerçek miras hukuku ile ilgili amaçlarla yada bağışlama gibi düşüncelere hakim olduğu durumlarda şuf’a hakkı kullanılamaz. (YİBK. 27.03.1957 T. 12/2) Taraflar arasındaki, önalım davasından (şuf’a davası) dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen,...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.