Vefa Hakkı Süresinin Uzatılması – Tescil Davası
Tesis edilen vefa hakkı, sürenin geçmesi ile ortadan kalkar. Vefa hakkının yenilendiği iddiasının, aynı kuvvetteki belge ile, yani resmi senetle ispatı gerekir. Bu şekilde uzatıldığı ispat edilmeyen ve müddeti içinde kullanılmayan vefa hakkının terkini ve bu terkinin neticesinde, ortaklığın giderilmesi davası açılıp, taşınmazın satılması kanuna uygundur. (818 sayılı Borçlar Kanunu madde213) (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 237)...
Kanuni Önalım Hakkında Hak Düşürücü Süre – Önalım Davası
Kanuni önalım hakkının, Medeni Kanun’un 735. maddesindeki hükümden yararlanılarak, tapudan yapılan satışın öğrenilmesinden itibaren 1 ay (4721 sayılı Medeni Kanun’un 733/son maddesi uyarınca 3 aya çıkarılmıştır) içerisinde kullanılması gerekir. Bu süre, hukuki nitelik bakımından hak düşürücü süredir. Taraflar arasındaki, önalım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın...
Geri Alım Bedelinin Depo Ettirilmesi Gerekliliği – Tescil Davası
Vefa hakkı sebebiyle, davalı adına olan kaydın iptaliyle, davacı adına tesciline karar verilmesi için, hükümden önce mahkemece uygun görülecek süre içinde vefa bedelinin depo ettirilmesi, o takdirde hüküm kurulması gerekir. (Medeni Kanun madde 716) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan, vefa-tapu iptali-tescil davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün okunup, gereği görüşülüp...
Geçit Hakkı için Tapulu Taşınmaz Şartı – Geçit Davası
Geçit hakkı, yalnızca tapulu taşınmazların leh ve aleyhine kurulabileceğine ve duruşma sırasında taşınmazların tapuya tescili için önel de istenmediğine göre tapusuz taşınmazlara ilişkin olarak açılan geçit hakkı davasının reddi doğrudur. (Medeni Kanun madde 747) Davacı tarafından, davalı aleyhine 25.5.1992 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; geçit hakkı davasının reddine, bölümün...
Dumanların Tarla Mahsulüne Zarar Vermesi – Tazminat Davası
Kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü, genel hükümlere göre ödeme sorumluluğu saklıdır. Çevre Yasası ile kirletenin sorumluluğu hakkında getirilen hükümler, diğer sorumlulukları ortadan kaldıramaz. Burada, sorumlulukların yarışması söz konusudur. Zarar gören, somut olayda hangi koşulları lehine görüyorsa, ona göre seçim yapıp dava açabilir. Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.