Tarladaki Eski Eser Varlığı İhtimali – Tescil Davası
Antik saha ve arkeolojik sit alanı içinde ve etrafı tarihi eserlerle çevrili taşınmaz, çevresinden soyutlanamaz. Arkeolojik sit alanının kapsamındaki, yüzeyi boş görünen bir arazi parçasında, sırf orada eski eserlerin varlığı bilinmiyor diye, özel mülkiyet kurulabileceği ve Devletin bu arazi parçasına el atmak istiyorsa, kamulaştırma işlemi yapması gerektiği söylenemez. Davacı Hazine vekili, davalı adına 402 parsel sayısı ile tespiti...
Vakıf Şerhinin Kaldırılması ve Taviz Bedeli – Tazminat Davası
2762 sayılı Yasanın 29. maddesinde öngörülen, vakıf hakkının ivaza dönüşmesi olgusuna dayalı bir işlemin mevcut olmadığı, aynı Yasanın 27. maddesine göre işlem yapıldığı anlaşıldığından, ödenmesinde gecikilen taviz bedeline ilişkin faiz alacağının, yasal faiz oranı üzerinden hesaplanması gerekir. (7762 s. VAK. m. 27, 28, 29) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın...
Doğal Sit Alanı İlan Edilen Yerin Bu Özelliğini Yitirmesi – Tescil Davası
1. derece doğal sit alanı olarak ilan edilen taşınmazın, tescil tarihinden günümüze kadar geçen sürede değişen hangi nedenlerle bu özelliğini yitirdiğine ilişkin bir gerekçeye yer verilmeden, kesinleşen yargı kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar verilemez. Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava; …...
Orman Sınırlandırması ve Zilyetlik İlişkisi – Tescil Davası
Bir yerin orman sınırlandırması içine alınması halinde, bu sınırlama süresi boyunca zilyetlikle mal edinilmesi olanak dışındadır. Ancak sınırlama dışına çıkarılma gününden başlayarak, bu yolla kazanılabilir nitelikte olur. Öte yandan, sınırlama dışına çıkmama nedeni de bu konuda etkili olabilir. Yanlışlıkla orman sınırına alınıp da sonradan çıkarılmış olan yerler zilyetlikle kazanılabilir. Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı...
Baraj Gölü Altında Kalan Taşınmazlar – Tescil Davası
Tapulama tutanağındaki belirleme ve taşınmazların su altında kalmadan önce yapılan keşifteki kazanmaya ilişkin şahadet ve ziraatçi raporu gözardı edilerek, niteliklerinin ve miktarlarının belirlenemediği, kazanıldığının kanıtlanamadığı gerekleriyle dava red edilemez. M.K. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Baskil Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 11.7.1996 gün ve 465/172 sayılı hükmün Yargıtay’ca...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.