Uzun Bir Süre Geçtikten Sonra Önalım Hakkının Kullanılması – Önalım Davası
ÖZET: 1- Taşınmaz mal mülkiyetinin yasadan doğan daraltılmalarından biri olan önalım hakkı, yenilik doğuran (inşai) bir haktır. Bu hak, taşınmazda pay sahibi bulunan kişiye, diğer bir paydaşa ait hissenin, üçüncü kişiye satılması halinde o hisse müşteriye neye mal olmuş ise o miktar ile belli bir süre içerisinde satın alma yetkisini veren ayni bir haktır. 2- Önalım hakkının kullanılmasıyla, kullanan ile alıcı üçüncü şahıs arasında...
Vefa Bedeli – Vefa Hakkı Davası
ÖZET: Vefa hakkı sebebiyle, davacı adına tescile karar verilebilmesi için, hükümden önce mahkemece, uygun görülecek süre içinde, vefa bedelinin depo ettirilmesi gerekir. (Medeni Kanun madde 745) Dava vefa hakkına ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. 1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere ve davacının vefa hakkını kullanmakta kötü niyetli olduğuna ilişkin savunmasının...
Mahkeme Kararına Dayalı Tescil – Yolsuz Tescil Davası
ÖZET: Kesinleşmediği halde, kesinleşmiş gibi tapuya esas alınan tescil kararına dayalı tescil, yolsuz tescildir. Taraflar arasında, kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan daire bozma kararında, dava konusu taşınmazın, tescil hükmü ve oluşturulan...
Sahte Mirasçılık Belgesi ile Tapu Kaydı – Tazminat Davası
ÖZET: Devletin, tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğu, objektif sorumluluk olup, sahte mirasçılık belgesine dayanılarak yapılan kayda güvenerek, taşınmazı satın alan ve bu nedenle zarara uğrayan davacının, devlet aleyhine açtığı tazminat davasının kabulü gerekir. (Medeni Kanun madde 1007) DAVA: Dava, tapu sicili tutulmasından doğan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Davalı Devlet, tapu sicilinin tutulmasından doğan...
Köy Boşluğuna Elatmanın Önlenmesi Davası
ÖZET: Türk Medeni Kanununun 684. maddesi hükmü gereğince taşkın kısmın davalıya ait 502 parseldeki muhdesattan ayrı düşünülmesine olanak yoktur. Kaldı ki restoran olarak tasarruf edildiği saptanan taşkın yapının davalı dışındaki biri tarafından işletiliyor olmasının da davalıyı sorumluluktan kurtaramayacağı açıktır. Taraflar arasında görülen davada; Davacı hazine, dava konusu köy boşluğuna davalıların elatmasının önlenmesi,...
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.